Derinlerden öksürmek, öksürürken de acı çekmek şikayetiyle doktora gittim. Hastaneyi aramış ve rastgele bir doktordan randevu almıştım. Yani öyle, aaa bilmemkim bey çok iyidir, bize yıllardır o bakar gibi bir durumum yoktu. Hastanenin hemen girişindeki danışma masasında iki tane kız oturuyordu. Bu tür elemenlar alınırken eli yüzü düzgün olmalarına dikkat edildiği belliydi. Ancak sol tarafta duran arkadaş eli yüzü düzgün olmaktan çok öte diyarlarda dolaşıyordu. Kapıdan girince düz devam ederseniz, çirkin kıza denk geliyordunuz. Bunu danışmaya doğru yürürken son anda farkettim ve çirkin kızın: 'Buyrun efendim, nasıl yardımcı olabilirim," sorusunu duymamazlıktan gelerek danışmanın diğer tarafına yöneldim. Barbaros Bey'le randevum vardı dedim. Yalnız güzel danışman çirkin arkadaşına uyguladığım muameleden memnun olmadığını belli eder bir tavırla bana yardımcı oldu. Neyse, doktorun odasına gittim ve beklemeye başladım.
Doktor odaya teşrif ettiğinde ben zaten öksürük taksırık içindeydim. Yerine oturdu ve konuşmaya başladık:
-Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, siz öksürüyorsunuz.
Eyvah dedim, en sevmediim model. Komik olmaya çalışan sıkıcı insan, üstelik doktor.
--Evet, doğrudur. Bi aksırık var. O teşhisi ben de koydum da neden var ve nasıl geçer onu bulamadım.
-Çay içer misin?
-- Çay yapar mı ya? Sigara değilmiydi o?
-Yok, yok. Çay ısmarlayayım mı yani?
Evet, işte tam burada doktora kanım ısındı. Bana bir şey ısmarlamayı teklif eden ilk doktordu BArbaros Bey.
--Valla, ısmarlarsan içerim.
- O zaman sen üstünü çıkart, ben çayını söliim.
--Doktor bey çayı çıplak mı içicem yapmayın allahaşkına. İçelim çayımızı, sonra gerekiyorsa soyunuruz.
- Çay gelene kadar ben seni 10 defa soyar giydiririm.
--Estafurullah doktor bey, estagfurullah.
-Zaten sadece üstünü çıkarıcan korkma.
-- Altımı çıkarırsam zaten siz korkarsınız doktor bey, ben değil.
Neyse, bu atışmalardan sonra paravanın arkasına geçtim ve gömleğimi çıkarttım. Barbaros ibnesi de steteskopunu kaptı ve soluğu arkamda aldı.
-İlk dayadığımda biraz soğuk gelebilir, merak etme
--Soğuktan korkmam evvel allahta, dayama tabiri düşündürdü beni.
-Sigara içer misin?
-- Saol canım, çay gelsin sonra yakarız bir tane.
-Yok yani, tıbbi açıdan soruyorum.
--Haa, içerim içerim.
-Ondan olmuştur bu öksürük o zaman.
--Ya sanmıyorum. Benimki sosyal içicilik aslında. Fazla sosyal olmamdan kaynaklanan bir sorun olabilir.
-Ben bilmem, sigarayı bırakacaksın.
--Yerine bi şey tavsiye eder misiniz?
- Yok. İçmicen bi şey. Bi de şurup yazıyorum sana, ooh mis. Bu arada çay da yeni demleniomuş. Artık başka zaman içersin,
dedi siktiğimin doktoru Barbaros. Şurup olarak Paracetemol vermesi de zaten kendisinin tıp dünyası için nasıl değerli bir insan olduğunu gözler önüne seriyordu.
Kendimi kapıdaki kıza emanet etsem türk doktorları yerine daha iyiydi. Ama onu da küstürmüştüm. Annemi aradım, bana ıhlamur kaynatırsan seni ziyaret ederim şeklinde duygu yüklü bir konuşma yaptım. Dayanamadı. Gel, dedi. Kaynatırım.
No comments:
Post a Comment